Sosyal Medya

Makale

Sırbistan’la münasebetler

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan ve beraberindeki heyetin Sırbistan ziyareti çok verimli geçti. Ormancılık ve su konusundaki iÅŸ birliÄŸinden Belgrad’daki Bayraklı Camii’nin restorasyonuna kadar uzanan geniÅŸ bir yelpazede tam 16 anlaÅŸma imzalandı. Ãœstelik, Türkiye-Sırbistan Yüksek Düzeyli Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi’nin tesis edilmesine iliÅŸkin ortak irade beyan edildi. Bunlar, iki ülke arasındaki iyi münasebetlerin ne kadar geliÅŸtiÄŸini gösteren çok önemli adımlar. ErdoÄŸan ile Sırbistan CumhurbaÅŸkanı Aleksandar Vuçiç’in Sancak’ta beraber boy göstermesi, Türkiye ile Sırbistan arasındaki karşılıklı itimadın ne kadar kuvvetlendiÄŸini göstermesi bakımından, belki bunlardan da önemli.

Sancak bölgesinin baÅŸkenti diyebileceÄŸimiz Yeni Pazar’da binlerce Müslüman (kahir ekseriyeti BoÅŸnak), ErdoÄŸan’ın ziyareti münasebetiyle, adeta Türkiye’ye baÄŸlılık mitingi düzenledi. Bu mitingde kürsüye çıkarken yanına Vuçiç’i de alan, dolayısıyla Belgrad’ın bu bölge üzerindeki otoritesine saygı telkin eden ErdoÄŸan, Sancaklıların Türkiye’ye baÄŸlılıklarını suiistimal etmeye niyeti olmadığını şık bir ÅŸekilde ortaya koydu. Vuçiç de, mitingdeki konuÅŸmasında  “Sizleri düşündüğü ve sizlere yardım etmek istediÄŸi için ErdoÄŸan’a teÅŸekkür ediyorum” diyerek, böyle bir suiistimal endiÅŸesi taşımadığını, bu konuda Türkiye’ye güvendiÄŸini ortaya koydu. Åžu sözler de Vuçiç’in o mitingdeki konuÅŸmasından: “Burada, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a gösterilen ilginin yarısının dahi bana gösterilmeyeceÄŸini biliyorum. Ancak hangi millet ve dinden olursa olsun tüm Sırbistan vatandaÅŸlarının çıkarları için elimden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceÄŸimi söyleyecek cesaret ve iyi niyete sahibim.”

1990’lı yıllarda Bosna-Hersek’te 100 bini aÅŸkın Müslüman’ı oradaki “Çetnik” milisleri vasıtasıyla, Kosova’da ise binlerce Müslüman’ı bizzat kendi elleriyle katletmiÅŸ olan Sırbistan’la bu kadar iyi münasebetlerin geliÅŸtirilmesini yadırgayanlar oluyor. Yadırgamasınlar. AK Parti hükümetinin Sırbistan siyaseti, bu gibi felaketlerin yeniden yaÅŸanmasını önlemeye hizmet ediyor. Bosna-Hersek’teki Sırpların önde gelen liderleri hâlâ BoÅŸnaklara diÅŸ biliyorlar; onlara kalsa her an yeni bir savaÅŸ baÅŸlatabilirler. Ne var ki Sırbistan yeÅŸil ışık yakmadan harekete geçmeleri mümkün deÄŸil ve Sırbistan yeÅŸil ışık yakmıyor. Yakmayışında, Türkiye ile iyi münasebetlerden elde ettiÄŸi faydaların da muhakkak payı var.

Ankara ile Belgrad arasındaki baÄŸlar sıklaÅŸtıkça Saraybosna Belgrad münasebetleri düzeliyor. Bu ikisi birbirine baÄŸlı. Bidayette öngörülen de buydu zaten. Ahmet DavutoÄŸlu’nun, bundan sekiz sene evvel, dışiÅŸleri bakanı olur olmaz baÅŸlattığı bir süreçten bahsediyoruz. 10 Ekim 2009’da Türkiye, Bosna-Hersek ve Sırbistan dışiÅŸleri bakanları (Ahmet DavutoÄŸlu, Sven Alkalay, Vuk Yeremiç), Ä°stanbul’da yaptıkları ortak açıklamada “üçlü iÅŸbirliÄŸi” kararı aldıklarını ilan ettiler. O senenin Kasım ayında yine Ä°stanbul’da, Aralık ayında Saraybosna’da, 2010’un Ocak ayında Belgrad’da ve Åžubat ayında Ankara’da tekrar buluÅŸup, üçlü iÅŸbirliÄŸinin zeminini hazırladılar. 24 Nisan 2010’da ise üç ülkenin cumhurbaÅŸkanları (Abdulah Gül, Haris Silayciç, Boris Tadiç) Ä°stanbul’da bir araya gelerek, sürece yeni bir ivme kazandırdı. Üçlü zirve toplantısından bir gün evvel CumhurbaÅŸkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, Türkiye’nin bu iÅŸbirliÄŸinden neyi murat ettiÄŸi şöyle anlatılıyordu: ‘’Türkiye, Balkanlarda kalıcı barış ve istikrarın hakim kılınması için, Bosna-Hersek-Sırbistan iliÅŸkilerinin normalleÅŸtirilmesine, aralarında güven ortamının tesis ve idamesine, ayrıca baÅŸta anayasa reformu baÄŸlamında olmak üzere Bosna-Hersek’teki dönüşüm sürecinde BoÅŸnaklar ve Sırpların birbirlerine yakınlaÅŸtırılmasına büyük önem atfetmektedir… Bölgesel sahiplenme bilinciyle ve kapsayıcı bir yaklaşımla bölgedeki tüm sorunların üstesinden gelinebileceÄŸine samimiyetle inanan Türkiye’nin inisiyatifiyle 2009 Ekim ayında ihdas edilmiÅŸ bulunan Türkiye-Bosna-Hersek-Sırbistan DışiÅŸleri Bakanları üçlü danışma mekanizması önalıcı ve sonuç odaklı bir yaklaşımla somut nitelikli bazı güven arttırıcı önlemlerin hayata geçirilmesini hedeflemektedir…”

O önemler hayata geçirildi, geçiriliyor. Öte yandan Sırbistan Müslümanları ile Belgrad yönetimi arasındaki sıkıntılar da giderildi, gideriliyor. BoÅŸnaklar, hem Bosna-Hersek’te hem de Sancak’ta, Türkiye’nin Sırbistan’la kurduÄŸu ve kurdurduÄŸu iyi münasebetlerden istifade ediyor. Nitekim Bosna-Hersek CumhurbaÅŸkanı Bakir Ä°zzetbegoviç ve Sancak BoÅŸnak Milli Meclisi BaÅŸkanı Süleyman Uglanin, Türkiye’nin bu inisiyatifini daima şükranla anıyor.

***

Türk düşmanlığı, “Biz Kosova’da Türklerle savaÅŸarak millet olduk” diyen Sırplar için varoluÅŸ sebebi gibi bir ÅŸeydi. Milli varlıklarının Türk düşmanlığı ile kaim olduÄŸuna inanırlardı. Ekseriyeti “Çetnik” yani faÅŸist partilere oy verirdi bu halkın. ErdoÄŸan ve beraberindeki heyeti karşılamak için baÅŸkanlık sarayında beklemeyip Belgrad Havaalanı’na kadar giden ve kabine üyelerini yanında götüren Vuçiç de geçmiÅŸte -Bosna ve Kosova’daki “etnik temizlik” kampanyalarını Türklerden intikam olarak görüp hararetle destekleyen- bir “Çetnik”ti. Sırbistan’ın bugün Türkiye’yi en önemli dostlarından biri olarak görmesi, Vuçiç’in Sancak’ta “YaÅŸasın Sırp-Türk dostluÄŸu” diye haykırması, Sırbistan DışiÅŸleri Bakanı Ä°vitsa Daçiç’in ErdoÄŸan’a “Osman Aga” türküsünü -Türkçe- söylemesi çok olaÄŸanüstü ÅŸeyler yani. El Cezire Balkan’ın yöneticisi Edhem Goço, Türkiye’nin Sırbistan’daki popülaritesi konusunda diyor ki: “Bundan 10 sene evvel hayal dahî edilemezdi.”

Bu muazzam değişime vesile olan siyasetçilerimiz ve diplomatlarımız tarih yazdılar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.